İnsan tabiatı gereği alakaya muhtaç bir varlıktır. Bu muhtaçlık ile bir ortaya gelen bireyler, o alakanın içinde kabul edildiğini ve anlaşıldığını görmek ister. Ve insan kabul edildiğini hissettiği oranda kendisini o bağa bırakır. Aile danışmanlığı seanslarında, uzunca yıllar birlikte olmalarına karşın kendilerini, içinde bulunduğu alakasına ve eşine bırakamamış çiftlerin sayısının hiçte az olmadığını görüyoruz. Adeta bir otelci misali birbiriyle yaşayan ancak birbiriyle olamayan çiftler…
Münasebetiyle her çiftin yada her bağın yaşadığı aksiliklere karşı bir dayanma kapasitesi vardır. Bireylerin hudut noktaya geldiğinde üzücü şeyler yaşaması kaçınılmazdır.
Bugün kişisel yada çift danışmanlığında yaptığımız şey, alakaların yıkıcı tesirlerine karşı yaşanan sıkıntılara tahlil odaklı yaklaşımla bakabilme marifeti elde etmenin yollarını araştırmaktır. Ve danışman, olaya dışarıdan bakan bir üçüncü göz olarak gerekli takviyesi sağlar.
Bağlantı, bir ötekiyle yapılan bir dans üzeredir. Ve sizin dansınıza eşlik eden hayatınız, ritmini ve müziğini daima değiştirir. Şayet siz değişen bu ritme ayak uyduramazsanız çatışmalara direnemezsiniz.
İşte tamda burada âlâ olanı muhafazanın ve daha güzellere yer açmanın yolu sorun çözme becerilerimizin gelişmesiyle olabilir. En büyük muvaffakiyet kişinin kendisine en düzgün gelecek yol ve prosedürü araştırıp bunu kendisine sunabilmesidir.
Bazen tahlil bu tahlilleri oluşturmak için gerektiğinde dayanak almayı göz gerisi etmemek gerekir. Kendiniz için en âlâ olanı bulabilirsiniz. Kâfi ki iç sesinizi biraz daha can kulağıyla dinleyin.
