Diş kayıplarında kaybedilen yalnızca diş değildir.
Dişlere çiğneme ile iletilen fizikî kuvvetlerin, çene kemiğinin varlığını uyarıcı ve hücre yenilenmesini oluşturucu tesiri olduğu bilinmektedir. Dişlere takviye sağlayan çene kemikleri, dişlerin çekilmesi halinde bu durumdan olumsuz istikamette etkilenebilmekte ve kemiğe direkt iletilen fizikî kuvvetler ortadan kalktığı için çene kemiklerinde erimeler görülebilmektedir.
Doğal kemik imal ve yıkım fizyolojisinde, üst çene kemikleri önden geriye, alt çene ise geriden öne yanlışsız erir. Yaşlılığa bağlı olarak insanların alt çenesinin öne gerçek gittiği bu durum bilhassa diş eksikliği olan bireylerde çok daha bariz halde gözlenmekte olup, pseudo prognatizm olarak bilinen şiddetli kemik erimesine bağlı olarak alt çenenin önde durması ve buna bağlı içbükey bir yan yüz profili oluşmasına yol açmaktadır.
Diş çekimi olan bölgede, güzelleşmeyi sağlayan hücrelerin kan akımı ile bölgeye göçü sayesinde yeni kemik dokusu oluşması üzere bir düzgünleşme sistemi başlar ve ortalama 3 ay içerisinde çekim soketinde yeni sağlam bir kemik dokusu ile karşılaşmak kelam bahsidir. Bu oluşan kemik dokusuna yönelik yapılan dental implant uygulaması oluşan kemiğin erimesinin önlenmesi ve uzun periyotta varlığını muhafazasında büyük kıymet taşır. Diş eksikliğinde kemiğe fizikî yük iletimi direkt bir biçimde implantlar sayesinde devam edebilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar diş çekimi sonrası 1 yıl mühletince boş kalan bölgelerde kemiğin %50 den fazla kaybedildiğini göstermektedir. Bilhassa bayanlarda ileri yaşlarda osteoporoz, mevcut kemik yıkımlarının daha şiddetli seyredebilmesi için uygun bir yer teşkil etmektedir. Vaktinde yapılan, hakikat bir implant tedavisi ile çene kemiklerinin fonksiyonsuzluğa bağlı erimelerinin önüne geçilmesi, kişinin uzun periyotta de şiddetli çene kemiği eksikliğine bağlı ileri cerrahi operasyonları olan gereksinimini ortadan kaldırmakta ve maddi manevi pek çok manada yorulmasının önüne geçmektedir.
