Son yıllarda o kadar çok boşanma haberi alıyoruz ki, güya herkes boşanıyor. TÜİK istatistikleri de bunu doğruluyor. Her geçen yıl evlenme oranı azalırken boşanma oranları artıyor. Boşanmak çok kolaylaştı. Vakit tüketim vakti ve her şeyi tükettiğimiz üzere aşkı da çok çabuk tüketmeye ve Aşkın bitmesini de boşanma sebebi olarak görmeye başladık. Lakin unuttuğumuz kıymetli bir şey var….Eğer çiftin çocukları varsa aşkın bitmesi kâfi bir sebep değildir…
Çocukların hatırı için evliliği sürdürmek gerçek olmayabilir. Lakin yeniden de uygun bir nedendir. Son yıllarda çocukların hatırı için boşanın kelamlarını sıkça duymuşuzdur. Çocukların hengameden gürültüden, mutsuz bir aile ortamında uzakta olmalarının daha sağlıklı olacağı ve anne babasının ayrılması ile çocuğun daha sağlıklı ve memnun olacağı söylenmektedir. Boşanmanın çocuk üzerindeki yıkıcı tesiri göz arkası edilmiştir oysa bu yıkıcı tesir yetişkinliğinde dahi peşini bırakmamaktadır. Boşanmanın tesiri anne baba vefatından daha fazla çocuğu hırpalamaktadır. Zira boşanmada çocuk anne ya da babanın isteyerek kendisini terk ettiğini düşünmektedir tercih edilen olmamıştır bu da özgüven eksikliğine sebep olmaktadır. Aile kavramı çocuk için manasını yitirmiştir.
Münasebetimizde meseleler yaşarken ve mutsuzken boşanıp yeni bir hayat kurma hayalleri kurarken çocuklarımız için neyin en düzgün olacağına karar vermek zordur. En kolay niyet ben keyifli olduğumda onlarda memnun olacaklar diye düşünmektir.
Eşler birbirlerine olan sevgiyi tüketmiş olsalar da çocuklar anne ve babayı hala sevmeye devam edecekler ve her ikisinin de yanında olmasını isteyeceklerdir. Anne babalar boşanmanın çocuk üzerinde yarattığı travmayı en aza indirmek için efor gösterir vakit ayırır lakin sevdiğiniz ve büyürken daima yanınızda olacağına inandığınız birini yitirmenin travmasını yaşamamak elde değildir.
Öyleyse gelin ve çocukların hatırı için bir adım atın.
Birinci olarak bağlantı kurmaya çalışın eşinizle. Hatırlayın en son ne vakit baş başa şöyle hoş bir sohbet ettiniz ya da yalnızca günlük bahisleri konuştunuz… Ve kesinlikle bunun için vakit yaratın en azından haftada bir sefer olsun baş başa vakit geçirmek için elinizden geleni yapın. Günde en azından 20 dk sohbet edin bırakın televizyonda ki diziyi ve ya cep telefonunu yalnızca gözlerine bakarak onu dinleyin. Hayatınız çok ağır ve düşünceli bir periyottan geçiyor olabilir bu periyodu atlattıktan sonra daha fazla vaktiniz olacağını düşünebilirsiniz lakin o vakit hiç gelmeyebilir. Çabucak artık başlayın buna yoksa geriye baktığınızda çok pişman olabilirsiniz. Her alakada tartışmalar olur kıymetli olan bu tartışmalarda ki tutumumuzdur. Öncelikle mevzuyu unutup eşinizin kişiliğine saldırmayın. Tartışma konusunu genelleştirmeyin. “Sen hep…” ya da “sen asla…” ile başlayan cümleler kurmayın. Eski sandıkları açmayın. Tartışmadan yenik çıkmasını öğrenin. Kazanmanın görüldüğü kadar değerli bir şey olmadığını anladığınız vakit geride durup eşinizin de hislerini lisana getirmesine fırsat tanımalısınız. Böylelikle tartışma daha süratli çözülecek ve sonraki gün tartışmanın neden çıktığını hatırlamayacaksınız. Affedin, bağışlayıcı olun. Affettiğinizde acıyı hissedersiniz ancak onu içinize gömüp büyütmezsiniz. Yarını dünden bağımsız kılın. Eşinizin olamayacağı biri olmasını beklemeyin. Çocuklarınıza vakit ayırmanız kıymetlidir ancak birbirinize vakit ayırmanın da ne kadar kıymetli olduğunu unutmayın. Seks evliliğin değerli bir modülüdür lakin sevginin ölçüsü değildir. Ömür öylesine bir telaşla içinde geçiyor ki evvelce planlanmazsa sevişecek gücü toplayamayabiliyor eşler. Her seferinde sevişmeseniz de hisleriniz için vakit ayırmış olursunuz. Elbette hiç planlamadan sevişebilirsiniz fakat planlamak cinsel münasebetinizi ciddiye aldığınızı gösterir. Şayet evlilik dışı bir münasebet yaşıyorsanız bu bağda konuttaki tüm sorumluluklardan uzaktasınızdır fakat şunu hatırlamalısınız lazım boşanıp ya da meskeni terk edip sevgilinizle bir arada bir hayat kurduğunuzda da bir mühlet sonra sıradanlık ve sorumluluklar tekrar hayatınızı kuşatacaktır. Her evlilikte kriz periyotları olur. Kıymetli olan bu kriz devirlerindeki tavrınızdır.
Birbirinize vakit ayırdığınızda ve birbirinizi dinlemeye başladığınızda sıkıntılarınızı da konuşmaya başlayacak ve bu meseleleri büyümeden çözmenin yollarını da bulacaksınız. Her fırsatta eşinizi rencide etmeye aşağılamaya kalkmayın hatta bunu hiç yapmayın bilhassa de diğerlerinin yanında küçük düşürmeyin. Kusurlarını baş başa konuşun sadece eleştirmek ve üstün çıkmak için efor sarf etmeyin bu uğraşınızı sevginizi arttırmak için harcayın.
‘’Bugüne kadar kimsenin vefat döşeğindeyken, Keşke işime daha fazla vakit ayırabilseydim… Dediği duyulmamıştır. ROB PARSONS Altmış dakikalığına evliliğiniz’’ Bu akşam çocuklarınız uyurken odalarına gidin ve onları bir müddet seyredin, onlarla geçirdiğiniz vakitleri hatırlayın ve düşünün ilerde size ne kadar muhtaçlıkları olacak. Evliliğinizi yine gözden geçirip yolunda gitmeyen şeyleri düzeltmek için birinci adımı siz atın.
ÇABUCAK ARTIK ÇOCUKLARINIZ İÇİN….
