250 milyondan fazla olaya ve 5 milyondan fazla mevte neden olan çağın felaketi olarak isimlendirilen Koronavirüs (Covid -19) yalnızca fiziki değil, ruhen de şahısları olumsuz etkiliyor. O denli ki Tıp mecmuası The Lancet tarafından yayınlanan rapora nazaran, geçtiğimiz yıl global depresyon rahatsızlığı yüzde 28, anksiyete bozukluğu ise yüzde 26 oranında artarken, Avrupa’da birinci sırada yer alan ülke ise Türkiye oldu. Bilinçaltımızda dönen her şeyin biz fark etsek de etmesek de gündelik ömrümüze yansıdığının altını çizen Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz, “ Koronavirüs sürecinde yaşadığımız kaygı, telaş üzere his durumları bilinçaltındaki sıkıntıları, farklı sorunlar ile karşımıza çıkardı” dedi.
Koronavirüs ile çaba tüm dünyada sürat kesmeden devam ediyor. Bir yandan aşılama uygulamaları artarken bir yandan da olayların seyrine nazaran kısıtlamalar hafifletiliyor. Uzun müddettir hayatımızda yer alan bu sağlıksızlık, yalnızca virüsün enfekte olduğu kişiyi değil çabucak hemen herkesi etkiliyor. Bu durum yapılan araştırmalarla da net bir halde gözler önüne seriliyor. Hakikaten The Lancet’ta yayımlanan rapora nazaran, 2020 yılında dünya genelinde salgın ile kontaklı olarak 52 milyon kişinin depresyon, 76 milyon kişinin de dert bozukluğu olarak da isimlendirilen anksiyete geçirdiği varsayım ediliyor.
Kaygılar Kaygılarımızın Daha Az Dozudur
Çağın getirdikleri ve sosyo- ekonomik kurallardan ötürü zati sıkıntı bir süreç yaşadığımızı lisana getiren Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz, “ Bir de bu duruma şahısların ömrünü tehdit eden koronavirüs süreci eklenince endişelerimiz daha da arttı. Beşerler bu devirde daha çok yalnızlaştı ve öze dönüş derinden hissedildi. Tüm bunlar şahısta birer yük oluştururken bu his durumu ruhsal sıkıntılar ile kendini dışa vurdu. Korku dediğimizde endişenin daha az dozu aklımıza gelir. Bu hisler bilinçaltında oluşuyor ve orada yaşıyor. Münasebetiyle korktuğumuzda bilinçaltımızdaki kaygılar tetiklenirken daha az olan endişelerimiz artık bizi yönetmeye başlıyor. Burada güzel tarafta bir idareden bahsetmiyoruz. Korkan insan kusur yapar, yavaş yavaş hayattan kopar. Dışa verilecek yansılar dehşetin cinsiyle ilgilidir. Evet, bilinçaltımızdaki endişelerin beslenmesi ve büyümesi durumunda onların bizi yönetmesi ki bu çok yanlış bir olaydır. Mesela çok korkan bir insan konuttan dışarı çıkamamaya başlar. Dışarı çıkamaması demek dışarıdaki akışı kaçırması demek. Bizler toplumsal varlıklarız, mesken içinde doğup büyüyüp yaşamak için yaratılmadık. Toplumdan uzaklaşan insanlarda da bir ekip ruhsal sıhhat külfetleri görülebilir. Bu durumun tahlili ise yeniden bilinçaltımızda yer alıyor” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı<br>
hasta yatağı kiralama
