Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu Nedir?
Sarsıntı, sel üzere doğal afetler, şiddet, azap, istismar, taciz yahut tecavüz üzere öteki beşerler tarafından maruz kalınan olaylar ya da trafik kazası, iş kazası, kayıp, hayati riski olan bir sağlıksızlık, vefat üzere kişinin denetiminde olmayan olaylar travmatik hayat olayları olarak nitelendirilir.
Bu üzere olaylara maruz kalan bireylerin ruhsal bütünlüğünün ve sıhhatinin bozulma ihtimali kelam bahsidir. Bu türlü bir durum Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu olarak isimlendirilir.
Lakin travmatik hayat olayına maruz kalan her kişi travma sonrası gerilim bozukluğu geliştirmez. Kişinin olayı nasıl algıladığı belirleyici bir ehemmiyet taşımaktadır. Doğal afetlerin oluşturduğu travmalar daha kolay atlatılır zira kişi başka beşerlerle ortak bir yazgısı paylaşıyordur.
Lakin insan eliyle oluşturulmuş travmaların atlatılması daha güçtür. Kişi “neden ben?” sorusuna takılı kalır ve bir yanıt bulamaz yahut da kendiyle ilgili olumsuz inançlar geliştirerek anlamlandırmaya çalışır. “Şanssızım, makus şeyler daima beni bulur, değersizim” üzere. Tıpkı vakitte kendini suçlayıcı içerikler de oluşturabilir.
Örneğin “benim hatam, gecenin o saati dışarıda olmamalıydım” ya da “karşı gelmeseydim bu türlü olmazdı” üzere.
TSSB resen düzelecek bir rahatsızlık değildir ve yardım alınmadığında kişinin özel, toplumsal ve iş hayatında fonksiyon kaybına ve münasebetiyle da mutsuzluğa neden olur. Depresyonun, TSSB’ye eşlik ettiğine klinik gözlemlerimizde sıkça şahit olmaktayız.
Bu ve gibisi durumlarda kişinin kesinlikle profesyonel bir takviye alması gerekir.
