Bazı vakitler vardır ki deniz çok dalgalıdır. Dalgaların uzunluğu bazen büyüktür uzunluğu aşar bazen de daha küçüktür. Lakin, sörfçü denetimi elinde tutup istikrarda kalabildiği sürece zorlansa dahi dalgaların uzunluğunun sonuca bir tesiri olmaz.
Hayat çizgisi de denizdeki dalgalara emsal. İnişli çıkışlıdır. Öfkeden kan beyninize sıçrar, gözünüz döner önünüze geleni yakıp yıkarsınız. Veya sizi yoran, üzen olaylar yaşamışsınızdır kendinizi buzdolabının önünde ya da abur cubur kasesinin önünde bulursunuz. Bu türlü vakitlerde denetimin sizin elinizden çıktığını, ilkel benliğinize (id) geçtiğini fark etmek gerekir.
O anda yaşanan hissin (Ör; öfke yahut üzüntü) farkına varıp, hisle davranış (Ör; yakıp yıkmak yahut tıkınmak) ortasına uzaklık koymak, denetimi tekrar elimize almak için atılması gereken birinci adımdır. Bu noktada kendimize “Evet, şu anda üzgünüm/kızgınım lakin yapmak istediğim davranış benim bu hissimi uzun vadede tahlile ulaştırır mı?” sorusunu sorabiliriz.
Böyle durumlarda yapmak istediğimiz davranışı 15 dakika ertelememiz ve dikkatimizi öbür şeylere yöneltmemiz (Ör; arkadaşlarla telefonda konuşmak ya da Instagramda gezinmek) bizim o şeyi yapma isteğimizin kaybolmasına neden olur.
Bu istek her geldiğinde ise bahsi geçen erteleme davranışını başarabilmek, bir sörfçünün dalgalarla dans etmesi üzere bizim de dürtü ya da isteklerimizle dans edebilmemize ve onlarla başa çıkabilmemize yardımcı olacaktır.
<br>
steroid satın al
