Gerilim, depresyon ve anksiyetenin (kaygının) kronik sağlıksızlıklara olan tesiri pek çok araştırmanın bahsidir. Bu noktada değerli olan, depresif semptomların; gerilimin ve derdin kronik sağlıksızlıkların belirtilerine nasıl tesir ettiği ve sağlıksızların hayat kalitesini etkileyip etkilemediğidir.
Uzun periyodik ve ağrılı sağlıksızlıklar, çoğunlukla ümitsizlik, çaresizlik ve öfke üzere olumsuz his durumu da beraberinde getirir. Fakat sağlıksızlığın mı duygusal süreçlerin değişimine yol açtığı yoksa depresyon üzere olumsuz his durumu içeren sağlıksızlıkların mı kronik sağlıksızlıklara tesir ettiği tam olarak bilinmemekte. Yani, sağlıksızlığın günlük rutini bozacak formdaki işleyişi mi yoksa gerilimin ve olumsuz hislerin mı sağlıksızlığa yol açtığı konusu hala net değil. Bu noktada gerilim, olumsuz his durum ve sağlıksızlık belirtilerinin daha ağır olarak ortaya çıkması bir kısır döngü üzeredir.
Kronik sağlıksızlığa sahip şahıslarda, rastgele bir sağlıksızlığı bulunmayan bireylere kıyasla ruhsal sıkıntılar daha sıklıkla görülebilmekte. Örneğin, eklemlerde oluşan iltihabi durum ile kendini gösteren ve otoimmün bir kronik sağlıksızlık olan Romatoid Artrit (RA) sağlıksızlarındaki depresyon %66, anksiyete ise %70 oranında görülüyor. Bu da epey önemli bir oran, sağlıksızlıkla baş etmede yaşanan problemlerin mı yoksa depresyon ve anksiyetenin mi sağlıksızlığı tetiklediği konusunda uzmanlar görüş birliği içinde değiller. Aslında bu bahiste yapılan çalışmaların sayısı da kâfi olmadığından, bir çıkarım yapmak hayli güç. Her halukarda, sağlıksızların gerilimli hayat olaylarından uzak kalmaları, depresyon ve anksiyete belirtilerine de dikkat etmeleri epeyce kıymetli.
Kronik sağlıksızlıklarda his durumun olağan seyredebilmesindeki en kıymetli faktör sağlıksızlığın rutinine adapte olabilmektir. Sağlıksızlığın sonucu olan fizikî ve bazen zihinsel kısıtlamalara nazaran günlük hayatı idame ettirebilmek gerilimin olağan düzeylerde olmasında tesirlidir. Örneğin, kronik kalp sağlıksızlığında günlük hayatı sürdürmeye mani olabilecek fizikî kısıtlılık, depresif semptomların oluşmasına taban hazırlamaktadır. Öfke, tasa ya da depresyon bileşenlerinin fizikî sıhhat üzerinde tesire sahip olduğu yaygın bir görüştür.
Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) sağlıksızlığı da, bahsedilen öbür sağlıksızlıklar üzere kronik ve hayat kalitesini etkileyen bir sağlıksızlıktır. Sağlıksızların hayat kalitesinin sağlıksızlık sebebiyle olumsuz etkilenmesi depresyon ve anksiyete üzere ruhsal rahatsızlıklara neden olmaktadır. Sağlıksızlık, çeşitli ağrı atakları ve ateş ile kendini gösterdiği için sağlıksızların atak sırasında günlük rutinlerini yerine getirebilmeleri zorlaşmaktadır. Bu durumda birden fazla sağlıksıznın bildirdiği genel duruma nazaran, gerilimin ve depresif his durumun FMF sağlıksızlığında sağlıksızların baş etmeye çalıştığı ağrı ataklarını arttırdığı görüşü yaygındır.
