EMDR– (Eye Movement Desentization and Reprocessing – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yine İşleme) ruhsal sıkıntıların ortadan kaldırılması için kullanılan en yeni ve en tesirli psikoterapi tekniğidir. EMDR usulü mevzu ile ilgili otoritelerce aktif bir psikoterapi prosedürü olarak kabul edilmiştir ve gelişmiş ülkelerde on binlerce uygulayıcısı vardır.
EMDR ve Travma modeli
EMDR prosedürü “Travma Modeli”ni temel alır. Bu modele nazaran bütün ruhsal sıkıntıların nedeni bilhassa çocukluk ve ergenlik periyodu olmak üzere geçmiş periyotlarda yaşanan travmatik olayların ve maruz kalınan travmatik durumların oluşturduğu travmatik gerilim birikmesidir. Bu olumsuz his birikimi beynimizin ‘limbik sistem’ bölgesinde depolanır. EMDR tekniğindeki maksat depolanan bu gerilim fazlalığını eriterek ortadan kaldırmaktır. Bu eritme süreci yapıldığında ruhsal sorun, ismi ne olursa olsun (depresyon, tasa bozukluğu, takıntı, panik atak, toplumsal fobi, bağımlılıklar, ruhsal kökenli ağrılar, odaklanma sorunu, alaka meseleleri, cinsel meseleler, özgüven eksikliği gibi), hızlı bir biçimde güzelleşir.
EMDR tekniğinin işe yaraması farklı psikoterapi sistemlerine de hakim olmayı gerektirir. EMDR tekniğini geliştiren kişi olan Shapiro’nun da vurguladığı üzere EMDR psikodinamik, bilişsel-davranışsal ve danışan merkezli yaklaşımlar üzere çok uygun bilinen farklı yaklaşımların öğelerini bir ortaya getiren bir usuldür.
EMDR, patolojinin, uygun olmayan bir biçimde yerleşmiş algılamalardan ortaya çıktığını var sayan bilgi sürece modeline dayanan, sekiz evreli bir yaklaşımdır. EMDR tedavisi, rahatsız edici olaylara, hislere, kanılara ve vücut duyumlarına ulaşılmasını ve bunların işlenerek atılmasını öteki psikoterapi yollarıyla karşılaştırıldığında kat kat daha süratli ve kesin bir biçimde sağlar.
