“Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ancak. Kahvaltının memnunlukla bir ilgisi olmalı” demiş Cemal Süreya.
Besinler ve hisler elbette ki alakalıdır. His durumu değişiklikleri hayatımızın bir kesimi ve birebir vakitte da renkleri…
Peki“comford food” ne demek?
Gerilim azaltan yiyecekler manasına gelen “comford food” olumlu hisleri pekiştirirken yaşanılan duygusal gerilime verilen bir çeşit reaksiyondur.
Kaşıklanan pudingler, süratle açılan çikolata paketleri… Mazide silik birer hatıra olarak mı belirdi yoksa hala tüm netliği ile karşınızda mı? 🙂
Evvvet! Bu besinler kültürlere nazaran farklılık göstermekle birlikte çoklukla hazırlaması kolay ve çoğunlukla da kolay karbonhidrat içeriği yüksek besinlerdir. Bizi kısa müddetliğine de olsa, memnun ettiğine inanarak sarılırız.
Bu “stres azalttığına” inandığımızın besinler pekala nitekim ne kadar yardımcı?
Yoksa bir kısır döngüye mi yol açıyor?
Araştırmalara nazaran, yüksek oranlarda rafine karbonhidrat ve şeker içeren bu besinler gerilim karşılığını bilakis kötüleştirebilir, kan glukoz düzeyinde süratli yükseliş ve düşüşlere sebep olarak adrenalin ya da ekseriyetle ‘stres hormonu’ olarak isimlendirilen epinefrinde benzeri dalgalanmalara neden olabilir. Altını çizerek belirtiyorum “yüksek miktarlarda” tüketilmesiyle bu üzere durumlara sebep olabilir. Zira sürdürülebilir diyetlerde, yasaklara yer yok, ölçü denetimi var. 🙂
Sonuç olarak ise elimizdeki elmalara ve armutlara bakalım: Keyifli olmak için yedik, hatta keyifli ettiğine inandık lakin süratli kan glukoz düzeyindeki düşüşlerle adrenalin ve epinefrinde dalgalanmalara sebep olduk ve daha çok gerilim olduk… Daha çok yedik, tekrar inanır üzere olduk lakin yeniden gerilimle sonuçlandı… İşte bir kısır döngü bu biçimde oluştur.
Peki burada sorulması gereken en kıymetli soru nedir?
a) Neden sezgilerinize kulak asmıyorsunuz?
b) Neden ruh ve vücut sıhhatinizi tehdit edecek işlenmiş besinlerle bir de siz kendinize bedelsiz hissettiriyorsunuz?
c) Neden hakikat beslenmeyi bir uzman takviyesi ile öğrenmiyorsunuz da bu düğüme bir ilmik daha atıyorsunuz?
Bu soruların hiçbiri kendinize sormanız gereken en kıymetli soru değil.
Adım atmaya karar vererek, değişim başlar.
Öyleyse sormanız gereken en değerli soru:
“Değişim için hazırım. Ne vakit başlıyoruz?”
*Jacquelyn H. Flaskerud (2015) Mood and Food, Issues in Mental Health Nursing, 36:4
*White BA, Horwath CC, Conner TS. Many apples a day keep the blues away – Daily experiences of negative and positive affect and food consumption in young adults. British Journal of Health Psychology 2013;18:782–98
<br>
steroid sipariş
