Aile içinde yahut alakalarda meselelerle karşılaşılması olağan ve olağan bir durumdur. Her çift fikir ayrılıkları yaşayabilir ve hürmet çerçevesinde kendi fikrini beyan edebilir. Aile ve çift terapilerine olan muhtaçlık ülkemizde genel mana itibariyle son deva olarak görülür. Ne yazık ki tartışmaların sonu gelmediği, gerginliğin hakim olduğu, işin içinden çıkılmaz bir hal alan durumlarda çatışmalı evlilik-ilişki diye isimlendirdiğimiz boyuta gelindiği an bir uzmana başvurulur.
Eşler-partnerler genel olarak bağın birinci periyotlarındaki sorunları görmezden gelir ya da üstünü örter. İlerleyen periyotlarda çatışmaların tohumları birinci yıllarda ki ‘görmemezlikten gelme’ durumundan kaynaklanmaktadır. O yüzden flörtün birinci vakitlerinde çatışmalı problemler yaşandığında bu durumu göz arkası etmemek gerekir. Bir oburu ise, yeni doğan bebekle birlikte değişen sistem, yüklenen sorumluluklar artmaktadır. Evvelden çok hoş vakit geçiren çiftler artık baş başa kalamayabilirler. Bu durumlarda bir başkasının olağan hayatına devam etmesi, yardımcı olmaması ve değişen tertipten ötürü yaşanan gerginlikler, her iki tarafın ailesinin işin içine katılması kişilerarası çatışmaları alevlendirebilmektedir.
Aile ve çift terapisine başvuran kişi yahut bireylerde genel mana itibariyle bağlantıdaki istikrarın bozulması durumu hakimdir ve bir uzman eşliğinde çalışmak yeni alternatiflerin gün yüzüne çıkması ve teröpotik manada yapılacak olan mukavele ile yine çerçevelendirilmeyi hedeflemektedir. Birinci olarak halledilmesi gereken şey bozulan bağlantının tekrar yapılandırılmasıdır. Genel olarak ilgilerde olaya ‘ben merkezci’ yaklaşım irtibat sorunlarının esas problemlerindendir. Bunun devamında bir bu kadar kıymetli olan başka kavram ise cinsellik konusunda yaşanılan sorun ve aksaklıklardır.
İstikrarı bozulan münasebette, kişi karşı tarafın şad olabileceği her türlü olaydan, orta nokta bulmaktan kaçabilir. Yaşanılan gerginliklerden kaynaklı bir ümitsizlik içerisinde olabilir, karamsarlığa düşmüş olabilir. Bu yaşanılan birikimle hakikat orantılıdır ve şahıslar çok genellemede bulunmaya çok meyillidir. Eş-partner tekraren denediğini fakat düzelmeyeceği kanısı içerisinde olabilir.
Karşı tarafın reaksiyon göstermesi ve hudutların gerildiği bir ortamda sağlıklı düşünmek çatışmalı evlilikler-ilişkiler için ne yazık ki imkansız bir durumdur.
Bu noktada istek ve dilekleri terapist eşliğinde belirlemek, birtakım içine atılan, paylaşılmayan durumları terapi esnasında lisana getirmek, duyulduğunu hissetmek ve sorun üzerine konuşmak her iki tarafın aydınlanmasına, daha sağlıklı düşünmesine sebep olabilir. Sağlıklı düşünmeyi başarabilen kişi bunu gördükçe hem kendi motive olur hem de karşısındakini motive eder.
Genel olarak çiftler aile ve çift terapisinin yalnızca kendilerine bir faydası olacağı konusunda hemfikirdirler lakin; bu terapi çeşidini tek bir açıdan ele alıp pahalandırmak eksik bir tanımlamadır. Bozulan alakayı düzenlemek, hayattaki aksiliklerin birçoklarını ortadan kaldırmak için eksiksiz bir adımdır. Devamlı tartışma halinde olan şahıslar belli bir vakitten sonra etrafına, toplumsal hayatına karşı da karamsarlık tavrı stantlar. Düzelen ilgi ile birlikte hayata bakış açısı tekrar çerçevelenir.
Aile ve çift terapisi son deva olarak görüldüğü için bireyler ‘eyvah geç kaldık’ niyeti içerisinde olabilir. Bu durumun çözülemeyeceğine dair kaygıya kapılabilirler. Lakin bu yanlış bir algıdır. Yalnızca geç kalınmış bir terapiye daha ağır ilgi ve alaka gerekmektedir. Çiftler karmaşık olan durumu daha karmaşık bir hale sürüklediğinden ötürü terapiye biraz daha fazla vakit ayırmaları gerekmektedir.
Aile ve Çift Terapisinde birinci olarak beklentileri açıkça söz etmek ve merak edilen her şeyin sorulması gerekmekte ve açıklanmaktadır. Terapist ailenin kültürel pahaları konusunda şuurlu bir hareket sergilemeli ve o kıymetler doğrultusunda ilerlemeyi hedeflemektedir. Bu süreçte terapiste olan inanç süreklilik açısından epeyce kıymetlidir. O yüzden çalışmak istediğiniz terapistin bu mevzuda eğitim almış olmasına dikkat etmeniz son derece kıymet taşımaktadır.
